Düşünceliyim biraz mutsuzlukla karışmasın - Fikirler ve Öteki Zırvalar #1
Yürüyordum. Birkaç arkadaşı gördüm. Arkadaş değil de biraz bir tanışmışlık var diyelim. Bunu da sorgulamayalım bu yazıda. Bana sordu müzik dinlerken kendi kafamda adım atarken aynı zamanda gerçek dünyadan bir adım daha uzaklaşmaya çalışıyordum. Her adımım gerçekliğe bir başkaldırı ama bir o kadar da itaatti. Ben bu dünyanın içindeydim. Hep. Gözlerimi kapatsam da duyardım sesleri. Sesleri kessem bile kokuyu yine duyardım. Sanatsal betimlemeler içimdekileri açıklamak için ne kadar gerekli bilmiyorum. Her şeyi sorgulamayı bırakıp biraz daha kabul etmeye başlamalıyım. Olaydan da iyice koptuk ama o arkadaşlardan birini görünce bana şöyle bir soru yöneltti. Niye hep mutsuz gözüküyordum. Bilmiyorum ki dışardan gerçekten öyle mi görünüyordum. Ben sadece düşüncelerimin arasında kaybolmak istiyordum. Denizin içinde kaybolmak gibi. Suyun bir parçası olmak. Su da benim içimde var tıpkı düşünce denizinin aslında benim bir parçam olması gibi. Bunları yazıyorum da anlayan olacak mı? Ben peki geri dönüp kendi düşüncelerimi tekrar okumaya cesaret edebilecek miyim? Bu yazdıklarım çok sıradan. Herkesin böyle problemleri var. Bir tane öykü yazacaksın hala yazamadın. Herkes yazıyor ve ödül alıyor peki sen? Bir boka yaramayan bir blog yazıyorsun. Fikirlerin var ama bir yere de konsantre olamıyorsun. Ne yapmak istiyorsun bu hayatta? Hemen karar ver yoksa diğerleri seni geçer. Çok acele etmelisin çünkü Şimdi bunu böyle istiyor. Kendime çok kızıyorum. Yeterli bilgim yok. Biyolojiyi seviyorsun ama o kadar ilgileniyor musun? Sen kimsin? Arkadaşım da dedi ki kimse bilmiyor ki. Senin bilmemen de sorun değil. Hayat değişkenliklerle dolu. Hiçbir zaman tam net gelecekte ne olacak bilemezsin. Açık ol fırsatlara. Dene. Dene. Dene. Sonuna kadar gitmeye çalış. Çalış ama çok yorulma. Üstüne çok gitme. İnsanlar senin ne yazdığını merak ediyor. Ne düşündüğüne değer veriyor. Peki sen değer veriyor musun? Kendine ve düşüncelerine. Okuyanlara özür dilemek istiyorum belirli bir düzen yok. Ondan dolayı okuması zor olabilir. Aşık olmak istiyorum. Sevgili istemiyorum ama galiba. Kendimde eksik olan sevgiyi birinden almak istiyorum. Keşke öz sevgi satılsa dükkanlarda. Kapitalizm için harika bir fikir. Bu düzende herkes mutsuz aslında. Antidepresan demek istemiyorum. Direk özgüven ve sevgi veren bir hap. Aldın mı kimse seni tutamaz. Ben mutsuz muyum peki? Dün bir etkinliğe katıldım. Yeni insanlarla tanıştım. İlk izlenimim iyi oldu. Sevdiler beni peki ben onları sevdim mi? Kendinle başlar başkasını sevmek ve değer vermek. Belki de aşık olmak. AŞK BIRAK PEŞİMİ. İSTEMİYORUM. KENDİ GÜVENSİZLİĞİMDEN DOĞAN BİR AÇLIK İÇİNDE GELİYORSUN. Önceki ve tek gerçek sevgilim ona yaptıklarımı kendimde suçlu buluyorum. Ben hem bir suçlu hem de bir hakimim ama ikisi birdenim. Dön dön beynim yine aynı düşüncelere geliyor. Bir kısır döngü. Faydalı yerlere gelse düşüncelerim bir şeyler üretirdim. Faydalı düşünceler için de düşüncelerimi bir düzene sokmam lazım. Çok fazla lazım kelimesini ve -malı -meli eklerini kullanıyorum. YAVAŞLA. Bu duygularım düşüncelerim nedir. Mutluluk gerekli mi? Mutluluk ne kadar sürmesi sağlıklı? Her şeyin sağlıklı olması mı lazım? Bu kuralları kimler koyuyor. Ben delirmek istiyorum. Delirirsem benden ve kendimden bir şey beklemem. Neler hakkında fikrim gerçekten gerekli. Gereklilik nereye kadar. İçimdeki sesler benim artık düzene girmem gerektiğini söylüyor. Bir ses ise onu dinleme diyor. Rahatlığa düşkünlüğüm mü? Ben hiçbir şeye de gerçekten düşkün değilim çünkü hakkını verdiğimi düşünmüyorum. Bu yazının finali nasıl olacak hiç bilmiyorum. Yazmak rahatlatır derler ama bende aynı soruların sadece yazıya dökülmüş hali gibi geliyor. Ben gelecekte şu anda kafamda olan şeyi mi yapmak istiyorum peki? Yoksa dışarının bende gördüğünü kendi isteğim olduğu yalanını mı söylüyorum. Galiba en iyi olduğum şey kendime olan yalanlarım. Ama bu hangi yalanlar? YETER. Önümde ve arkamda onca okunmamış kitap, onlarca tanışılmamış insan. Daha neler neler olacak değil mi? Daha 23 yaşındasın eşek gibi adam oldun aslında. Artık bir mesleğin olsun. Mesleğin olunca hayatta yeni bir seviyeye mi geçiyorsun. Bu iğrenç yazı için özür dilerim. Ben bu işlerde pek becerikli değilim. Yine soruyorum.
Mutlu musun?
Yok hayır biraz düşünceliyim.
Tüm sapyoseksüellere selam olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder